Mecliste, futbol sahalarında, sokaklarda, birbirlerine hakaret eden ve itişip kakışan insanlar görürsünüz. Çünkü günümüz insanı öfke kontrolünü bir yenilgi olarak görüyor. İnsan engellendiğini, haksızlığa uğradığını hissettiğinde, öfkesini kontrol edebilir ancak insanımız öfke ile olan savaşlarında genellikle kaybeden taraf oluyorlar.
Psikolog Meltem ÖZCÜLER / Psikiyatri
Öfkenizi kontrol etmek için öncelikle kendinizi tanımalı ve şu 10 temel duruma dikkat etmelisiniz:
1-) Öfke, öğrenilmiş bir davranış olup, değiştirilmesi de mümkündür:
Davranışları öğrenebileceğimiz gibi, memnun kalmadığımız davranışı değiştirmek, alternatif öfke içermeyen tepkileri hayata katmak elimizdedir. Öfke her insanın yaşadığı bir duygudur. Diğer insanlar farklı tepkiler verebiliyorsa, neden bizler de değişemeyelim?
2-) Hayata bakış açımız; insanları ve durumları nasıl yorumlayacağımızı belirler:
İnançlarımızın bizi nasıl etkilediğini bilmek, değişim için bize yardımcı olacaktır. Örneğin; hayatın her zaman adil olması gerektiğine inanmak, umutsuzluk ve hayal kırıklıklarına yol açar. Bu duygularsa çoğu zaman kendimize ve başkalarına karşı öfke duymamıza yol açar. Hayatın her zaman adil olmayacağını kabullenmek, bizim de diğerlerinden istisna olmadığımızı farketmek, daha işlevsel bir bakış açısı olabilir.
3-) Davranışlarımızı anlamak için ne düşündüğümüzü anlamalıyız:
Kendimizi kontrol etme becerilerimizi, kendimizi daha fazla tanıyarak artırabiliriz. Düşünme alışkanlıklarımızı önce fark edip, alternatif düşünme yollarını deneyebiliriz. Örneğin; "Bende aç olduğum için erken tepki verdim." gibi.
-Kuvvetli kimse, (güreşte hasmını yenen) pehlivan değildir. Hakiki kuvvetli, öfkelendiği zaman nefsini yenen kimsedir. Hz. Muhammed (s.a.v)
4-) Duygular gelip geçici, hasarları ise kalıcıdır:
Yoğun ve güçlü duyguların doğasını anlayarak ve tanıyarak, davranışları yönlendirmek konusunda etkili bir adım atılabilir. Örneğin, "Dün sinirlendiğimde, biraz hava almak iyi gelmişti. Sonra konuşmak daha kolay oldu. " gözlemi yapıyorsanız, sinirlendiğiniz durumlarda ne yöntem kullanacağınızı belirlemek daha kolay olur.
5-) Öfkenin fiziksel olarak önemli sinyalleri vardır:
Kendi öfkesini tanıyan birey birey, bu fiziksel sinyalleri (terleme, kalp atışlarının hızlanması, hızlı nefes alış verişi gibi) tanıyarak kendini sakinleştirebilir. Gevşeme teknikleri ve diyafram nefesi gibi yöntemlerle fiziksel belirtiler azaltılabilir, sorun ertelenebilir, tepki sınırlandırılabilir.
6-) Unutmamak gerekir ki öfke, çoğunlukla kendimize ve başkalarına zarar verecek şekilde sonuçlanır:
Önceki deneyimleri hatırlayarak, öfkemizin sonucunda neler olduğunu tekrar ederek davranışlarımıza müdahale edebiliriz. Sonuçları bilerek, benzer öfke tepkilerini yinelemek yerine, öfkeyi kontrol etmek her zaman daha iyidir. Öfkenizi kontrol ettikçe insanların size nasıl yakınlaştığını, ilişki kurmak için istekli olduğunu, kendinize güveninizin arttığını ve sorunları olumlu şekilde çözebildiğinizi göreceksiniz.
-Öfke, aklın ateşini söndüren büyük bir rüzgardır. A. Gide
7-) Sizi öfkelendiren belirli olayları ve kişileri fark ederek, sakin zamanlarda nasıl başa çıkacağımızı düşünmek yararlı olacaktır:
Her birimiz stresi farklı yaşamaktayız. Ekonomik sıkıntılar, iş zorlukları, çocuklara yönelik endişeler, kendinize dair yüksek beklentiler gibi konular bazer ağır stres ortaya çıkarabilir. Sakin zamanlarda bu sorunları nasıl çözebileceğinizi düşünebilir, tartışabilir, yeni yollar araştırabilir veya kabullenebilirsiniz.
8-) Öfke patlamaları aslında çözülmeyen ufak kızgınlıkların sonucudur:
Zamanında uygun tepkilerle ve insanlarla sorunu çözmeyi öğrenmek için elimizden geleni yapmamız gerekir. Kendimizi ifade edebilmek, karşı tarafı dinlemek, gevşemek, tekrar konuşmak, denenmemiş yolları devreye sokmak, bir bilene sormak yeni yöntemler olarak denemediyseniz denemelisiniz.
9-) Hayatın yükü ve alınan keyif dengesizleştikçe öfkeli birey olma riski artmaktadır:
Çok fazla çalışmak, kendini önemsememek, ilişkileri düzeltememek, ödüllendirmenin az olması olumsuz başka olaylarla başa çıkmayı zorlaştırmaktadır. Öfkeyle başa çıkmada, sağlıklı ve dengeli bir hayat, kendine ve başkalarına özen gösterme temel basamaklardandır.
10-) Öfkenizle başa çıkamıyorsanız, daha sıkıntılı ve geri dönüşü olmayan olaylar yaşamadan uzmanlardan yardım alın:
Yapılacak değerlendirmeler sonrasında, gerekiyorsa ilaç, terapi ve danışmalık yöntemleriyle kalıcı şekilde öfkeyle başa çıkabilecek duruma gelebilirsiniz.
Olayın özetini isterseniz arkadaşlar; Öfke Kontrolü tamamen elinizde olan bir durumdur. Eğer ki kendinize ve hayatınızdaki başka insanlara saygı barındırıyorsanız öfkenizi kontrol edebilirsiniz. Bencillik ve sencillik; ikisini de ciddi anlamda yapmadığınız zamanlarda gerçekten sağlıklı ve yaşamaktan zevk alan bireyler olabilirsiniz. Kuran ahlakında da önem arz eden öfke kontrolü ile hayatınıza dair gerçekten sayısız problemi çözebilirsiniz. Eğer hayatınızda herhangi bir öfke kontrolüne yenik düştüğünüz fikir ve durum varsa bu tam anlamıyla olumsuzluktur. Genel anlamda Türk insanında olan "Delikanlılık" sevdası da aslında kendisine, en yakın çevresi dahil hiç kimseye saygısı olmayan insanların problemidir. Eğer ki bu duruma çok takılanlarımız varsa; Bir Alparslan Türkeş, Bir Atatürk, Bir Abdullah Çatlı, Bir Sedat Peker, Bir Osmanlı Padişahı, Bir Osmanlı Veziri ve Bir Peygamber Muhammed Mustafa (s.a.v), Sahabe Efendilerimiz, Dört Büyük Halifemiz... Bu insanlar ellerinde olan büyük güçlere rağmen öfkelerini kontrol edebilmeleriyle bilinir. Sonuç olarak arkadaş çevresi ve mahalle ağızı ile "Delikanlılık!" öfkeye yenik düşmek değil, yenik düşürmektir... Esen kalın arkadaşlar...
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorum Kuralları
1. Argo kullanmayalım.
2. Belirteceğimiz görüşlerde lütfen kaynak ve belge sunalım
3. Herhangi bir ideolojik veya karalıyıcı yorumdan uzak duralım
NOT: Konumuz merak yazarları olarak
yorumunuz bizim için son derece önemlidir.
Lütfen "beni bilgilendir" seçeneği ile
bu konu hakkında takipte kalın.