25 Eylül 2014 Perşembe

Özgüven Eksikliği

insanlarda öz güven eksikliği

Merhabalar arkadaşlar. Bu makalemizde çağımızda bulunan insanların kendilerine olan güveninden, yani özgüveninden bahsedeceğiz. Fakat baştan söylemek istiyorum. Bizler psikolojik konularda öyle akademik cümleler kurmak, ulaşılmaz bir hava yaratmak gibi yöntemleri gerçekten gereksiz buluyoruz. Bu yüzden yazı sade olacaktır, sizleri baştan uyarıyorum. Öncelikli amacımız eğer ki böyle bir eksikliğiniz varsa, kendinizde var olan gücün farkına varmanızdır.

Önce neden özgüven eksikliği yaşadığınızı bulmak istiyorum. Şimdi kendi kendinize bir takım sorular sorun.


- Öz güven eksikliğiniz neden ve kimden kaynaklı?
- Hayatınızın kontrolü sizin mi, başkalarının elinde mi?
- Hayatınızı olumsuz etkileyen faktörler nelerdir?
- Herhangi bir bedensel veya zihinsel engel yaşamakta mısınız?
- Ahlak kuramınız ne kadar gelişmiş?

Bu soruları teker teker bir kağıda yazmanızı istiyorum. Bu aşamadan sonra da yazdıklarımızı dikkatle okumanızı istiyoruz.

Özgüven eksikliğinizin yaşanma nedenlerini yazdığınız kağıda bir bakın. Şimdi düşünelim. Varsayalım ki iş dolayısı ile bir takım sıkıntılarınız var. Peki bir iş meselesi ile hayatınızı kıyaslayabilir miyiz? Şunu kastediyoruz; " iş, çalışma ve para kazanma ne içindir? " sorusuna bir cevap verin. Benim verdiğim cevap "hayatımız için". Peki hayatımız için yaptığımız bir konu, bizim için sıkıntıya yol açması sizce ne kadar doğaldır? İş sahibi olup yoğun olmak, düşük bir maaş almak veya iş sahibi olamamak neden başarısız olduğumuzu göstersin ki? Bu konuda neden bir öz güven eksikliği yaşayarak hayattan kendimizi bir adım geriye alalım? Size iş dünyasından bir takım örnekler vermek istiyorum. Bil Gates üniversiteden kovulmuş ve hem hocaları, hem arkadaşları, hem de ailesi tarafından güvenilmez, başarısız biri olarak görülmüştür. Fakat o yaptığı çok basit bir şeyle, Windowsla şu an dünyanın en zengin ve en başarılı insanlarının arasındadır. Bir başka örnekte de herkesin bildiği Einstein; doktorlar tarafından zihinsel engelli teşhisine kadar tabir görürken, şimdi en zeki bilim insanlarındandır. Bu ve bunun gibi bir çok sayısız örnek sayabiliriz. Ama sadece bu iki bahsettiğimiz insanın aileleri yoksul ve bir çoğumuza göre imkansızlıklarla büyümüştü. Fakat kendilerine her ne olursa olsun güveniyorlardı.

Bir diğer sorumuza geçelim. Hayatınızın kontrolü kimin elinde? Kendi yaşadığınız hayatı kendiniz yönetebiliyor musunuz? Yoksa sizin yerine kararları başkaları alıyor ve sizler de uygulamaya mı çabalıyorsunuz? Unutmayalım arkadaşlar, bir noktaya 7.5 milyar insanın bakışı ve görüşü farklıdır. Her insan aynı düşünüp, aynı görebilseydi emin olun şu an çok farklı bir dünya da yaşıyor olurduk. Şu soruyu bi kendinize sormanızı istiyorum. Eşinizin, annenizin veya babanızın doğruları ile mi yaşıyorsunuz? Yoksa kendi doğrularınız ile mi? Eğer ki cevabınız " başkaları " ise öncelikle bunu düzenlememiz gerekmektedir. İnsanoğlu bir nefse sahiptir. Şahsım adına Müslüman biri olarak insanlarda ve kendimde şunu görüyorum; yaratılış olarak bir çok farklı kutupa sahibiz. Bunlardan en başı iyilik ve kötülük çekmektedir. Eğer ki iyi insanlar bizim hakkımızda birşeyler diyorsa bu hoşumuza gidebilir. Ya da kötü insanlar bizim hakkımızda birşeyler diyorsa bu da hoşumuza gitmeyebilir. Annemiz yatağını topla dediğinde hoşumuza gitmeyebilir. Babamız oğlum bitane dediğinde hoşumuza gidebilir. Abimiz iş bul artık dediğinde daralabilir, eşimiz bizle dışa karşı övündüğünde koltuklarımız kabarabilir... Şimdi ben size bir soru sormak istiyorum. Bizden hariç insanların hayatımıza yaptıkları yorumlar ve yapmamızı istedikleri eylemler, bizim için ne kadar önemli olmalıdır? Bunun cevabı şudur ve kesinlikle uygulamanızı tavsiye ediyorum: Gözlemlemek kadar. İfade ettikleri ya da yapmamızı istedikleri eylemleri benimsemek yada gerçekleştirmek zorunda değiliz. Bize yanlış ise yapmayız, doğru ise gerçekleştiririz. İnsan hayatını kendine göre şekillendirmelidir. Başkaları ile ilişkilerimiz ne çıkar boyutuna girmelidir, nede mutaalist yaşam şekline dönüşmelidir.

Bir diğer sorumuza geçersek hayatımızı olumsuz etkileyen farktörlere ne kadar bağlı kalmalıyız. Gelişen teknoloji ile hayatımıza giren televizyonlar vs. Yada bulunduğumuz çevrenin kurallarına bizler ne kadar bağlı kalıyoruz? Hayatımıza ne kadar bu faktörleri sokuyoruz? Bu soruya bir cevap bulmanızı istiyorum. Kendinizi televizyon ve bilgisayara bağlı asosyal bir insan moduna mı sokuyorsunuz, yoksa çevrenizdeki güzellikleri görmeye çalışıyor musunuz? İnsanoğluna teknoloji çok lazımsa tost makinasında kendiniz yapacağınız bir tost bile size mutluluk verebilir. İnternet, telefon, televizyon vs. gibi her türlü bağımlılık yapıcı teknolojik aletleri hayatınıza maal etmeyin. Mutsuzluğun ana sebeplerinden biri de budur. Japonya da çocuklar bu yüzden tek bir arkadaşa bile sahip olamadığı gibi aşırı derece de asosyal bir nesil olmuşlardır. Yani geleceğin en mutsuz ülkelerine aday olmuşlardır. Buna Güney Koreyi de ekleyebiliriz.

Herhangi bir bedensel veya Zihinsel Engele sahip misiniz? Bu konuda tek bir şey söyleyebilirim arkadaşlar. Eğer ki sahipseniz önünüzde iki yol vardır; Birincisi bu durumu kabullenir ve hayatınız boyunca diğer tüm engelsiz insanlardan çok daha güçlü olursunuz. İkincisi bu duruma ağlayıp sızlanır, ömrünüzü çürütür ve daha kötü bir hale bürünür böyle de hayatınıza boş boş son verirsiniz. Buna bir örnek vermek istiyorum. Almanya da bir cemiyetin başkanı gurbetçi kadınlarımızdan biri vardır. Dünyanın en güçlü kadınından öte insanlarına aday olabilmiş bir kadındır bu bahsettiğimiz. Öyle güçlüdür ki tüm bedeninde hareket ettirebildiği sadece bir elinin üç parmağıdır. Bu üç parmağı ile Almanyada bir çok genci kötü alışkanlıklardan kurtaran bir bakımevi, onlarca kitap, kadınların zaman geçirebileceği onlarca kurs ve tesis kurmayı başarmıştır.

Son olarak ve bana kalırsa en önemli kurala geldik arkadaşlar. Ahlak kuramınız ne kadar gelişmiştir. Emin olun cevabınız " Aman, neyi takacam, ayıp neymiş, hayatımı yaşar keyfime bakarım " vs. ise bu yazıyı boşuna okudunuz demektir. Şahsım adıma Müslüman biri olarak bir insanın Ahlak kuramı ne kadar yüksekse, o derece zeki, mutlu ve örnek gösterilecek biridir.

Şimdi bir düşünelim arkadaşlar. Bu bahsettiklerimi okudunuz ve yazının bu kısmına geldiyseniz son bir soru ile yazıyı bitirmek istiyorum. Soruyu sormadan önce de şunu eklemek istiyorum. Her insan eşit yaratılmıştır. Gözle görülür farklılıklarımızın olması önemli değildir arkadaşlar. Bizler insanız. Her insan ne bir eksik ne bir fazla güçle asla yaratılmamıştır. Unutmayın ki herşey bizde başlar ve bizde biter. Bu dünyanın düzeninden tutun, kendimize kadar her bir insan ayrı ayrı etkidir. Bizleri önce biz etkileriz, bu dünyayı önce biz etkileriz. Sorumuza geçersek; "Ben ne kadar doğru oldum?" Umarım özgüven problemi yaşayan arkadaşlara bir nebze faydam olmuştur. Esen kalın...

2 yorum:

  1. BÜYÜK Illuminati CULT HOŞGELDİNİZ
    Eğer bir iş adamı ya da sanatçı, Politikacılar ve size istediğiniz
    biri olmak dünyada büyük Güçlü ve ünlü olmak, bize katılın
    Bizim resmi bir üyesi bugün. Eğer ziyaret etmek için ideal bir şans verilir
    İlluminati ve tescil sonrası onun temsilcisi tamamlandıktan
    Sizin tarafınızdan, hiçbir fedakarlık, ya da ihtiyaç duyulan insan yaşamı, Illuminati kült getiriyor
    zenginlik ve yaşam ünlü boyunca, sen ortadan kaldırmak için bir tam erişime sahip
    uzakta şimdi hayatından yoksulluk. be sadece üye
    İlluminati kiliseye inisiye getirmek yetkisine sahip
    kimseye başvurmadan önce kiliseye herhangi bir üye, bu yüzden olmalı
    zaten üye kim tarafından bağlantı, Bugün bize katılın ve fark senin
    rüyalar. biz de iterek ilaçların korunması bizim üye yardım,
    Eğer üye olmak kez geri kalanı için zengin ve ünlü olacak
    Eğer dünyanın herhangi bir İÇİNDE 2 MİLYON DOLARLIK toplamı VE BİR EV verilecektir başlatılması sonra hayat, İlluminati, kendi üye olun ... mutlu
     İlgilendiği kişi bu posta yoluyla bize başvurun: illuminatitempleofriches1@gmail.com

     
     

      Takım Saygılar ..

    YanıtlaSil
  2. Bir illuminati üyesi olduğuma dair tanıklığım. Benim isimlerim william smith ve 47 yaşında, ABD bahamas'lıyım Büyük Aydınlık Dünyası gizli topluluğunun nasıl işten atıldığına dair geri döndüğümde nasıl yardımcı olduğum hakkında büyük aydınlanmaya katılmak isteyenleri bilgilendirmek istiyorum. yaklaşık 5 yıl ve altı ay. Çalıştığım firmadan görevden alındığımdan beri, acımasızlık ve sıkıntı içinde oldum, 'ABD Mevduat Sigortası Şirketi' olarak adlandırılan bir ajans olarak. O yıllardan beri maddi olarak umutsuzum. Ama bir gün internette dolaşırken, Büyük Illuminate dünya toplumunun postuna rastladım; ünlü, zengin ve başarılı olabilirsiniz, büyük İmmünya üyesi olan bir üyesi olarak, hemen sizinle iletişime geçtim ve açıkladım. Onlara herşeyi anlattılar ve bana yardım ettiler ve bana yardım etmek için kullanılacak üyelik kayıtlarını ödedim ve büyük illuminati dünyası gizli toplumu için başlamıştım ve bana bütün kuralları verdiler ve bana yerlerine ibadet ettiler . Büyük illuminati dünya toplumunun yardımıyla tapınağa gidip orada tamamen İlluminati üyesi olarak başlamıştım. Şaşırtıcı bir şekilde başladığımdan 48 saat sonra şirketten şirkete çağrı aldım, ilk olarak şirkette şirket yöneticisi olarak şok oldum ve şaşırdım ama daha sonra kendimi tekrar kazandım, ertesi gün işe devam etmesi söylendi. sabah 7:00. O günden başlayarak ben ve ailem neşeli ve lüks bir yaşam sürüyordu. Ve şimdi uzun yıllar boyunca şimdi bir ajan değilim .. Yani bir illuminati üyesi olmak istiyorsanız bu bize ulaşabilirsiniz e-posta ...... :: illuminatitemple242@gmail.com

    YanıtlaSil

Yorum Kuralları
1. Argo kullanmayalım.
2. Belirteceğimiz görüşlerde lütfen kaynak ve belge sunalım
3. Herhangi bir ideolojik veya karalıyıcı yorumdan uzak duralım
NOT: Konumuz merak yazarları olarak
yorumunuz bizim için son derece önemlidir.
Lütfen "beni bilgilendir" seçeneği ile
bu konu hakkında takipte kalın.