İnsanlar yalnızlaşıyor |
Merhaba arkadaşlar. Gelişen teknoloji, insan nüfusunun giderek artması, şartların her gün değişmesi gibi bir çok konunun içinde insan hayatı da kimisine göre giderek ya zorlaşmakta yada kolaylaşmakta. Herkesin ortak fikri bu konuda net olmasa da aslında işler gerçekten içler acısı. "Ne gibi?" diye soracak olursanız eğer aslında insanlar her geçen gün yalnızlaşmakta.
Sanal arkadaşlığın giderek arttığına hepimiz dikkat etmişsinizdir. İnternet siteleri üzerinden, çevrimiçi oyunlardan ve cep telefonu gibi bir çok teknolojik ürünler üzerinden artık insanlar çeşitli arkadaşlıklar edinmektedir. Hatta arkadaşlığa yönelik bir çok internet sitesi ve oyun da artık mevcut olmuştur. Bunun yanında da cep telefonlarında artık uygulamaları bile mevcuttur. Peki bu durumun aslında daha detaylı kısmını hiç düşündünüz mü? Cevabınız evet veya hayır hiç farketmez, şimdi isterseniz bir de beraber düşünelim. Sizler için bir takım araştırmalarda bulunduk ve bunun yanında bilimsel kuruluşların yaptığı araştırmalardan da alıntılar yaptık. Başlayalım...
Artan Nüfüsa Karşı Yalnızlık Azalıyor mu?
İngiltereli bir özel kuruluş bu konuda yaptığı 1996 ve 2011 araştırmalarını karşılaştırarak gözler önüne sundu. Wordlineın sunduğu bilgilere göre 1996 yılında var olan yaklaşık dünya nüfusu 5,821,946,536 kişidir. Yaklaşık ise 153 milyon kişi yalnız yaşamaktaydı. 2014 yılına geldiğimizde ise dünya nüfusu 7.5 milyar civarında iken yalnız yaşayan insanların sayısı 277 milyon civarına gelmiştir. Buda bize arada %85 gibi büyük bir farkın olduğunu göstermektedir. İnsan nüfusunun giderek artması aslında yalnızlık oranını da giderek artırıyor demektir.
Peki Yalnız Yaşamanın Dışında Yalnız Kalmak?
Peki size yeni yaşanmış bir olayı anlatsam? Geçtiğimiz günlerde avrupada erkek kardeşi ölen bir anne oğlunu arayıp haber vermek istemiştir. Oğlunu da cenazeye çağırmak için, fakat oğlu telefonlara cevap vermemektedir. Oğlunu en son görüşünün üzerinden hemen hemen 1 hafta geçmiştir. Bu durumda cenazeyi defnederler. Kimsesizler mezarlığından geçerlerken, bir isim ve soyisim gözlerine takılır. Gözlerine takılan o mezar 1 haftadır haber alamadıkları ve doğru düzgün merak etmedikleri oğullarına aittir.
Yaşanmış bir olay ve acaba biz ne dersler çıkarabilir ve bu durumda sizce ne düşünmeliyiz.
Araştırma şirketlerinden ilginç deneyimler
Başta Amerika olmak üzere bir çok büyük ülkeye bakıldığında insanları ferah gibi görünse de aslında ciddi anlamda mutsuz halklardandır. Buna Türkiyede dahildir ve ilk sıralarda yer almaktadır. Amerika da bir araştırma şirketi büyük caddelere piyanolar koymuştur. Piyanoları ise dikkat çekici şekilde renklendirip tasarlamışlardır. Fakat hiç bir piyanist yoktur. Amaçları ise piyano çalmasını bilen halk ve o çalan kişiyi dinleyecek insan sayısı. Sonuç olarak da görmek istedikleri kimse çalmayacak mı? veya çalan insanları dinleyenler olacak ve eşlik edecekler mi? Sonuç ise gerçekten etkiliydi. İnsanlar piyanoların başlarında birbirleri ile kaynaşmaya gerçekten hevesliydiler. Bunu bir fırsat olarak görmüşler ve arkadaş edinebilmişlerdi. Bu durum da bize durumu bir farklı şekilde göstermektedir.
İnternet Siteleri ve Teknolojik Uygulamalara Rağbet
Baktığımız zaman arkadaşlık siteleri veya uygulamaları büyük oranda kullanılmaktadır. Özellikle de her geçen gün giderek artmakta olan kullanıcı sayısının büyük bir bölümü erkekler tarafından oluşmakta. Bu konunun nedenini hiç girmeden şuna dikkat çekmek istiyorum. İnsanlar artık yaşadığımız dünya dışında kendilerine Sanal dünya ile adlandırılan, çok geniş kitlelere ulaşabilen bir ağ kurmuşlardır. Hatta öyleki artık "Reel arkadaşlık, sanal arkadaşlık, gerçek dünyadan arkadaş." gibi ilginç terimler bile türetilmiştir. Hemcins veya karşıcins ile arkadaşlık kurma girişimleri, tanışmaların giderek artmakta olduğunun eminim farkınızdasınız. Hatta bu yolla evlilikler bile gerçekleşmektedir.
Peki bu konuda dikkat çekilmesi gereken bir kaç nokta olması mümkün mü? Aslında bu bahsettiğimiz mümkünatlar ciddi önem taşıyor mu? Örnek olarak: "Ne kadar güvenebiliriz? Doğruluk payı ne kadardır?" Daha önce kurduğum cümleyi tekrarlamak istiyorum. İnsanlar kendi sanal dünyalarını kuruyorlar! Mevlana Hazretlerinin ünlü sözü burda devreye giriyor. İnsanlar kendilerini aslında olduklarından farklı gösteriyorlar. Özentileri, merakları, doğru veya yanlış arkadaşlıkları giderek artıyor ve arttıkça da kimisi doğru büyük çoğunluğu yanlış şekilde gelişiyor. Bu da insanların birbirlerine olan saygılarını düşürüyor, güven eksikliğini artırıyor, kıskançlık, kibir ve özenme durumları artıyor ve giderek tükenen bir insanoğluna neden oluyor.
Şimdi düşünme sırası sizde. Elimden geldiğince kısa bir yazı oluşturmaya çalıştım. Fakat bu konuya ciddi anlamda önem vermenizi ve düşünmenizi istiyorum. Dikkat çekebildiysem ne mutlu bana. Bizi takip ettiğiniz için teşekkürler... İnsanlar Yalnızlaşıyor...
Peki Yalnız Yaşamanın Dışında Yalnız Kalmak?
Peki size yeni yaşanmış bir olayı anlatsam? Geçtiğimiz günlerde avrupada erkek kardeşi ölen bir anne oğlunu arayıp haber vermek istemiştir. Oğlunu da cenazeye çağırmak için, fakat oğlu telefonlara cevap vermemektedir. Oğlunu en son görüşünün üzerinden hemen hemen 1 hafta geçmiştir. Bu durumda cenazeyi defnederler. Kimsesizler mezarlığından geçerlerken, bir isim ve soyisim gözlerine takılır. Gözlerine takılan o mezar 1 haftadır haber alamadıkları ve doğru düzgün merak etmedikleri oğullarına aittir.
Yaşanmış bir olay ve acaba biz ne dersler çıkarabilir ve bu durumda sizce ne düşünmeliyiz.
Araştırma şirketlerinden ilginç deneyimler
Başta Amerika olmak üzere bir çok büyük ülkeye bakıldığında insanları ferah gibi görünse de aslında ciddi anlamda mutsuz halklardandır. Buna Türkiyede dahildir ve ilk sıralarda yer almaktadır. Amerika da bir araştırma şirketi büyük caddelere piyanolar koymuştur. Piyanoları ise dikkat çekici şekilde renklendirip tasarlamışlardır. Fakat hiç bir piyanist yoktur. Amaçları ise piyano çalmasını bilen halk ve o çalan kişiyi dinleyecek insan sayısı. Sonuç olarak da görmek istedikleri kimse çalmayacak mı? veya çalan insanları dinleyenler olacak ve eşlik edecekler mi? Sonuç ise gerçekten etkiliydi. İnsanlar piyanoların başlarında birbirleri ile kaynaşmaya gerçekten hevesliydiler. Bunu bir fırsat olarak görmüşler ve arkadaş edinebilmişlerdi. Bu durum da bize durumu bir farklı şekilde göstermektedir.
İnternet Siteleri ve Teknolojik Uygulamalara Rağbet
Baktığımız zaman arkadaşlık siteleri veya uygulamaları büyük oranda kullanılmaktadır. Özellikle de her geçen gün giderek artmakta olan kullanıcı sayısının büyük bir bölümü erkekler tarafından oluşmakta. Bu konunun nedenini hiç girmeden şuna dikkat çekmek istiyorum. İnsanlar artık yaşadığımız dünya dışında kendilerine Sanal dünya ile adlandırılan, çok geniş kitlelere ulaşabilen bir ağ kurmuşlardır. Hatta öyleki artık "Reel arkadaşlık, sanal arkadaşlık, gerçek dünyadan arkadaş." gibi ilginç terimler bile türetilmiştir. Hemcins veya karşıcins ile arkadaşlık kurma girişimleri, tanışmaların giderek artmakta olduğunun eminim farkınızdasınız. Hatta bu yolla evlilikler bile gerçekleşmektedir.
Peki bu konuda dikkat çekilmesi gereken bir kaç nokta olması mümkün mü? Aslında bu bahsettiğimiz mümkünatlar ciddi önem taşıyor mu? Örnek olarak: "Ne kadar güvenebiliriz? Doğruluk payı ne kadardır?" Daha önce kurduğum cümleyi tekrarlamak istiyorum. İnsanlar kendi sanal dünyalarını kuruyorlar! Mevlana Hazretlerinin ünlü sözü burda devreye giriyor. İnsanlar kendilerini aslında olduklarından farklı gösteriyorlar. Özentileri, merakları, doğru veya yanlış arkadaşlıkları giderek artıyor ve arttıkça da kimisi doğru büyük çoğunluğu yanlış şekilde gelişiyor. Bu da insanların birbirlerine olan saygılarını düşürüyor, güven eksikliğini artırıyor, kıskançlık, kibir ve özenme durumları artıyor ve giderek tükenen bir insanoğluna neden oluyor.
Şimdi düşünme sırası sizde. Elimden geldiğince kısa bir yazı oluşturmaya çalıştım. Fakat bu konuya ciddi anlamda önem vermenizi ve düşünmenizi istiyorum. Dikkat çekebildiysem ne mutlu bana. Bizi takip ettiğiniz için teşekkürler... İnsanlar Yalnızlaşıyor...
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorum Kuralları
1. Argo kullanmayalım.
2. Belirteceğimiz görüşlerde lütfen kaynak ve belge sunalım
3. Herhangi bir ideolojik veya karalıyıcı yorumdan uzak duralım
NOT: Konumuz merak yazarları olarak
yorumunuz bizim için son derece önemlidir.
Lütfen "beni bilgilendir" seçeneği ile
bu konu hakkında takipte kalın.